21 Kasım 2013 Perşembe

müstahak kelimesini severim....

Öfkeden yazamadığın anlar olur...daha çok ergen yıllarında....sonra, öfkeni kontrol etmeye başladıkça, sırayla sevincini ve heyecanını da kontrol etmeye başlarsın...ve işte o an aslında, hayatla ilgili en kötü tecrübeyi yaşamaya başlarsın....."artık kolay kolay hiçbirşeye inanmama" dersi... bu önce iyi birşey gibi geliyor di mi.....değil aslında.... çünkü hiçbirşeyin samimiyetine inanmamaya başladığında, günlerin aslında daha sahici değil...daha boş geçmeye başlıyor...birşeyin başını sonu tahmin etme....bi sonra ki adımları, karşındakinin yalanlarını/ doğrularını..neden bunu yaptığını... kendin için de geçerli tabii bu...sırayla, hangi tepkileri vereceğini...nerde şaşıracağını...neye kanmak istediğini...nerde ağlayacağını...hızlandırılmış bi şekilde yaşıyorsun...eski tecrübelerinden de istersen yararlanıyorsun .... net bişi var ki, o eski tecrübelerinden yararlanmazsan, bu sefer kızdığın kendin oluyor....karşındakini suçlama bile gelmiyor içinden...bilerek attığın...sözümona, duruma inanarak gitmeye çalıştığın ve geçmişte yazmış olduğun sana ait tecrübe kitaplarının sayfaları, gözünün önünden akıp giderken okumak gelmiyorsa içinden, aslında....herşey sonuçlandığında kızdığın kendin oluyor.... başlıkta "müstahak" belki. .....

Hiç yorum yok: