31 Ekim 2008 Cuma





Tarihi evet seviyorum..özellikle eski dönemleri..Osmanlı tarihi ile, (okulyıllarında okuyup hakkını veremediğim seneler dışında) 3 kış öncesine kadar çok ilgilenmemiştim…

Sonra, İlber Ortaylı’nın kitaplarıyla tanıştım…bambaşka bir Osmanlı tanıdım….Bir öneriyi geçerek ısrarla okumanızı tavsiye ediyorum.. O’na göre, bir tarihteki bir devletin başı –sonu, savaşları – barışları, yapılanması, anlaşmaları, komşularıyla ilişkileri, gelişimi, çöküşü….üzerine yeni kurulan devlet..hepsi birbiriyle ilgili…yani Türkiye Cumhuriyet’i kuranlar, dönemin aydınları, askerleri , halkı…bir anda Türk Halkı olmadı….zaten vardı orda..(bazıları Osmanlı Tarihini tamamen Türkiye tarihinden farklı - ayrı görmek istiyor.....)


Bize bu günleri kazandıran Muhteşem Atatürk de bunu biliyordu….tarihe bu yüzden O da gerekli değeri verilmesini önemle belirtti..hatta bunla ilgili sayısız ilk’leri başlattı…..

…………………………….


Peki…yaa bizim kendi tarihimiz….yani, bir dönemini ayıramadığımız “kendi tarihimiz”….

Geçen gün Külkedisi’nin bahsettiği “Eternal Sunshine” filmini seyrettim..(salı gün ki güzel tesadüf sayesinde…Kader Melekleri, çok teşekkür ederim......)

Filmi seyretmemiş olma olasığınız var mı bilmiyorum..(genelde ortamlarda, gözde filmleri en son seyredenlerdenimdir..).. sadece konusuna kısaca değinmek istiyorum..İki aşık..herşey iyi giderken, kız çoçuğu unutmak için ilişkilerine ait tüm anıları hafızasından sildirir. Çoçuk bunu öğrendiğinde çok şaşırır ve bu hafıza sildirme tekniğinin yaratıcı doktora gider….

Gerisini filmi alıp seyredin derim….. : )

Film bittikten sonra…düşündüm…31 yıllık tarihimi….neyi sildirsem…neyi çıkarsam…şu an ki Simla dedim daha mutlu…daha huzurlu…ya da yolunda daha rahat yürür….

Yok işte öyle bişi !!... İlber Ortaylı’nın dediği gibi….her olay birbiriyle ilgili…her ilişki, aynı devletler gibi, kişileri de etkiliyor….birini birinden ayırmak…şu olay olmasaydı….ya da şu kişiyle keşke tanışmasaydım tarzı varsayımlar şu anki “bizi” aslında farkında olmasak da farklı yapardı…..

Kendi tarihimizi inkar etmeden yaşamalıyız..….yükseliş dönemlerimizi nasıl seviyorsak, çöküş dönemlerimizdeki sebeplerimizle anlayarak barışık yaşamamız lazım….. Kimi çıkarsak hayatımızdan kesin bir yanımız eksik kalır…pişman olduklarımız aslında siz farkında olmasanız da bu teoriye dahil….çok kızdıklarımızı…,kırıldıklarımızı, nefret ettiklerimizi...tüüh değmezmiş o’na dediklerimizi... Düşünün hepsini…!!..

Mutlaka o duyguları yaşarken sanki o şiiri siz yazmışçasına şaşırdığınız bir şair çıkmıştır karşınıza..…evet, işte beni anlıyor dediğimiz bir yazar sanki içinizi okumuştur..., yağmurda neden yalnız yürüyorum ki, aptal adam nerdesin dediğimiz zamanlar’dan kalma, kulaklıkta müzik dinleye dinleye belki Kenny G ile tanışmışsınızdır…yalnız hafta sonlarında, dünyadaki tüm çiftlerden nefret edip tek başınıza gittiğiniz sinema gecelerinde kaç filmden etkilenip yeni düşünceler oluşmuştur......kırmızı şarabın büyüsüne, rakının o buruk tadına, biranın soğuğuna, metaksanın acı-sert tadına.....tüm bunlara, kim bilir hayatınızdaki kim ya da kimler sayesinde alıştınız.....ve onlar gittiğinde de siz farklı biri olursunuz…şanslıysanız işte biraz daha donanımlı…biraz daha hayatı (umarım) doğru anlamış….

İnsan da ülkeler gibi...sınırları daralıp genişleyen....Kimi zaman içinde isyanlar çıkan...kimi zaman Lale Devri’ni yaşayan...kimi zaman ihtilal yapmaya kalkan...kimi zaman yeni keşifler yapmak zorunda kalan...

Hayatımıza girmiş herkesten birşey kalır bize.., biz fark etsek de etmesek de...bu izler, bazen bizim alışkanlıklarımız olur...bizim zevklerimiz olur...bizim hobimiz olur.....o kadar sahipleniriz ki, neyden dolayı başladığımızı hatırlamasak da, yavaş yavaş değişir hayatımız....cımbızla çekemeyiz artık geçmişimizden o kişiyi...yayılmıştır tüm ruh topraklarımıza...bir kişiyi ve o'na ait anıları çıkarmak istesek, bizden de birşeyleri yitiririz...


…..tarih de böyle ilerler.. ....ve biz istesek de istemesek de değişiriz...
değiştiğimize kendimizin de inanması için şahit aramamız bu yüzden boşunadır...




3 yorum:

kelebeklerözgürdür dedi ki...

yazının karşısında saygı ile eğiliyorum :) enfes bir yazıydı!!! bir değil bir sürü vurucu şey var, birini düşünürken bir sonrakine takılıyorsun...teşekkürler bu yazı için simla...
"Kendi tarihimizi inkar etmeden yaşamalıyız..….yükseliş dönemlerimizi nasıl seviyorsak, çöküş dönemlerimizdeki sebeplerimizle anlayarak barışık yaşamamız lazım….."
ne kadar doğru...yükseliş dönemleri, doğal yollardan zevkle öğrendiğimiz zamanlar, öğrendiğimizi bile farketmeden..çöküş zamanlarında ise, karamsarlığı atabilir, biraz sıyrılıp herşeye uzaktan sonra da çok ama çok yakından bakabilirsek..o çöküş dönemlerinde de mutlaka birşeyler öğrendiğimizi görüyoruz. o ilk andaki acı veya sarsıntı geçtikten sonra...o zaman kabul edebiliyoruz, kötü de olsa, canımız yanmış da olsa, iyi ki olmuş diyebiliyoruz galiba...

"İnsan da ülkeler gibi...sınırları daralıp genişleyen....Kimi zaman içinde isyanlar çıkan...kimi zaman Lale Devri’ni yaşayan...kimi zaman ihtilal yapmaya kalkan...kimi zaman yeni keşifler yapmak zorunda kalan..." bayıldım ya! :)

ve son olarak.."o kadar sahipleniriz ki, neyden dolayı başladığımızı hatırlamasak da, yavaş yavaş değişir hayatımız..."bugün hayatımda oldukça anlamlı bir yeri olan yogaya ben gürkan sayesinde merak saldım, belki sen bile bilmezsin...düşünsene, bu çok ufak bir örnek...yaşadığım çoğu acı deneyimi yaşamasaydım, bugünkü vildan, sadece bir olasılık olarak evrenin bir yerlerinde, belki bir paralel yaşamda duruyor olacaktı. ve ben ne kadar çok şey kaçırmış olacaktım!...

bana tüm bunları hatırlattığın için, tekrar teşekkürler :)

sufi dedi ki...

Sevgili Simla,
Bugünkü yazında çok güzel bir konuya değinmişsin. İnsanın kendi içindeki savaşlarının ülkelerin birbiriyle savaşlarından hiç bir farkı yok.İnsan da strateji belirliyor hudutlarını genişletmek adına, mücadeleler veriyor akıl ve zihin duygusal hafıza geliştirme projelerine imzalar atıyor bilip bilmeden.Küçücük bir çocukken bile anne ve babanın özgürlük alanlarına müdahale edip kendini kucakta taşımaları konusunda ikna yeteneğini kullanabiliyor.Onların zaafları çocuğun başarıları olarak kendi cumhuriyetinin kuruluş tarihine altın harflerle kaydedilebiliyor.Bu konu böylece uzar gider... Sevgilerimle.

Brajeshwari dedi ki...

sevdim.Kendi ruh topraklarına yayılan her alanı da sevdim..