21 Ekim 2008 Salı



Eminim, hayatınızda en azından bi kere, zamanı durdurmak istemişsinizdir….”dursun zaman şimdiii!...ama tam da şimdiii! . .” diye zaman’a yalvarmışsınızdır…..tabii ki de akan zaman durmamıştır….belki sadece “yürek zamanı”mız orda kalmıştır…

Ben sadece “ 1 kere” istedim bunu…..zehir gibi şeyleri çabuk öğrenirim..Durmayınca “zaman”, istemedim bir daha……mutlu anlara değil, sanki zaman’a küstüm…ak akabildiğin kadar ,….içimde saklarım anları dedim…ve öyle de yaptım…….

Zaman her şeyin ilacıdır, lafını da sevmem zaten…bir işime de yaramamıştır keza…..

O geceden sonra konuşmadım bir daha zamanla….zaman'a küsmenin ne olduğunu bilenler vardır mutlaka...Bir şeye geciktiysem….ya da erken geldiysem…..saatime bakmadım…( ey dostlarım, geç kalmalarım da bundandır….) fırsatlar sektiğinde de başka şeyleri suçladım….şans ile zaman'ı ayrı tuttum...uzaktan akraba bile yapmadım....
…………………………

Geçen gün, eski antika eşyaların satıldığı bir dükkanda bakınırken sağa sola….bir yandan da havada hatıralar uçuşuyordu sanki…gerçek dünyanın dışındaydım…ne geçmişteydim…ne gelecekte….dürbünler..paslı pusulalar….büyüteçler….eski madeni paralar….pul defterleri….teleskop…..büyük renkli vazolar....taşlı avizeler....camdan topuzlu kültablaları...üzeri çiçekli likör takımlar...ve…köşede hala parlayan zinciriyle yan duran cep saati…..

Sanki biriyle gözgöze gelmek gibidir, bazen odadaki bir eşyayı fark etmeniz…sanki uzun zamandır ordan size baktığını sanırsınız….sanki tüm sabrıyla onu görmenizi beklemiştir….elime aldım saati…..normal bi cep saatiydi işte…..sadece eski olduğundan bi miktar yorulmuş..…kaç kere cepten çıkarılıp bakılmıştı..kaçı endişeli bakışlardı, birini bekleyen..kaçı huzurlu bakışlardı …neden ordaydı….saatin sahibini düşündüm…

Saatin sağını solunu kurcalarken, arkasında bi yazı olduğunu fark ettim…hafif kazınmış…..nedense yazıyı görünce bu saatin hediye olabileceğini düşündüm…anlaşılan, hediye eden kendinden de bir şey katmak istemiş hediyesini verirken...saat hediyeleri, veren için kutsal bi anlamı varmış gibi gelir hep…..”zaman’ı hediye ediyorum…” der gibi…ya da “ her ZAMAN seninleyim” der gibi…..……yazının anlamını merak ettim… defterime not aldım…



“ Ad perpetuam memorian……Adsum…”

Eve gelince hemen anlamına baktım…
Saatin sahibi değil, hediye edeni düşündüm bu sefer….Latinceydi..……ve bulunca, anladım ki….hiç tanımadığım…adını bile bilmediğim o hediye edenle belki…farklı ZAMAN’larda da olsa…benzer şeyler hissetmişiz...tekrar yazıya bakıp…kimbilir bunu yazan nasıl bir iz bırakmak istemişti diye düşündüm..nasıl bi ZAMAN’a karşı direnmeye çalışmıştı....sanki her zaman yanında olamayacağını biliyordu belki dedim....duygularını ifade etme sancısından çok ...yanlış bir vakitte karşılaştıklarını anlatırcasına daimi mührünü atmak istemişti,....durduramadığı zaman'a....


“ Ad perpetuam memorian……Adsum…”
……..yani, …. “ Sonsuzluğun anısına…..buradayım”…..

....ağladım…….


Koşarak….o dükkana, o saati almaya gittim……saatin anlamı derinleşmişti içimde…..girdim dükkana ...sordum fiyatını satın almak için saatin….adam hatırladı sanırım beni…geciktiniz..( yine mi!!?!?!)……saat satıldı…dedi…


Bak Zaman,
….benle özel bi derdin var mı bilmiyorum…. hayatın gecikmelerine ve erken'lerine o kadar alıştım ki....birşeylere geç kalmaktan ya da erken yaşamaktan dolayı seni suçlamayacak kadar yok sayıyorum seni....

8 yorum:

Adsız dedi ki...

bu sayfada şu ana kadarkiler içinde en beğendiğim yazı bu bence...

Adsız dedi ki...

ben öldükten sonrada beni hatırla manasında .

Fortunata dedi ki...

Sevgili Mavi ay, hep ben seni vuracak değilim ya kalbinin en olmadık odasında. Bugün sıra seninmiş... Ağlattın beni. zaten iki gündür yaş kalmadı gözümde, mevsimi gelip taşmış nehirler gibiyim. Belki de ben, seni zamanla olan bu bitmez kavgamda aynı siperdeyiz diye çok sevdim.. Yazıya bayıldım. Begenmedim, bayıldım!

kelebeklerözgürdür dedi ki...

yorumları açmadan, simla'nın şimdiye kadarki EN iyi yazısı bu blogda dedim...serkan da demiş :)

bu saatte bu yazıya yorum yapamam...ama enfes!....tekrar tekrar okunacak bir yazı...

Brajeshwari dedi ki...

mesaj yerine ulaşmışsa, bazen o mesaji taşıyan nesneye sahip olmak gerekir mi?
bu keyifi sürün derim.Niye size göründü o yazı ? niye araştırdınız ne anlama geldiğini ?

saat görevini yapmış, zamanlarında ötesinde:)

sevgiler benden..

simla müderrisoğlu olgun dedi ki...

....

:)

beğenmenize sevindim...bi sonra ki yazıma da stres oldu biraz bu durum...

:)

Sevgili Brajeshwari,
Güzel bi noktaya dokunmuşsunuz...evet ben de sahip olmadan sevmeyi iyi bilenlerdenimdir...kaderim de bu konsepte çok uygundur zaten... :)

...saati alan da bu mesajı görmüştür gibime geliyor...o yüzden tuaf bi biçimde doğru ellerde olduğuna inanıyorum...

Yorumlarınız için çok teşekkür ederim....

K®HAN dedi ki...

neden başlıksız yazıların?
sizin köyde hala başlık parayla mı? :)

simla müderrisoğlu olgun dedi ki...

yazılardaki tek "sorun" başlıksız olması ise,...sevindim...

hem sen duymadın mı başlık kalktı çoktan... köylerde bile !!

:)