11 Ağustos 2008 Pazartesi

Dün gece Harbiye Açık Hava Tiyatrosu’nda MFÖ’nün konserine gittik...Beleşşşşş !! Serap çok teşekkür ederizz.. : ))

Mazhar - Fuat - Özkan...1985 yılında Norveç’de Erevizyon yarışmasından sonra MFÖ oldular..ki o yarşmayı da “net” hatırlıyorum..abimle yarışmayı seyrederken patlamış mısır kavgası yaptığımız gece..... : ) (şimdi tüm mısırlarım senin olsa, kader melekleri tekrarlatır mı o geceyi bize abicim...hia..?..)

Dün gece ki konser muhteşemdi....Konser sonrası yolda dönerken Mayk dedi ki (Mayk = Kürşat, Serap Hanım’ın asil Fenerli eşi ; ) ) “ acaba yıllardır dinlemeseydik, yine de bu akşam tüm şarkıları beğenir miydik” dedi.. Konser sırasında da benzer şeyler, benim de aklımdan geçti...Evet, 5-6 şarkı var ki, sanırım ilk dinlendiğinde bile insanı kendine bağlar...

Ama düşündüm, bu gurubu 20 yıldır dinliyorum...20 yıl...Şimdi baktığımda, şarkılarına ...her yaşımda ayrı bir düşünceyle mırıldanmışım...her yaşımda farklı birşey katmış...bu yüzden bıkamamışım...eskitememişim....şarap gibii yıllandıkça, söyledikçe daha anlamı derinleşmiş sanki..

“Tam Ortasındayım yolun...koşunun ortasındayım...
Tam varıyorum ki hedefe bir yenisi başlıyor.....”

Basit...yalın...sözcüklerle her yaşımda kendimi avutacak, ağlatacak, sarılacak, özletecek, dans ettirecek, neşelendirecek, sinirimi alacak bir mısra çıkmış...bu sizce de yıllardır gurubun şarkılarının neden hala sevildiğinin en büyük kanıtı değil mi...sizin de hala “Leyla’dan geçme faslını “ söylerken içiniz erimiyor mu....yine hatırlamıyor musunuz aşk için söylenen her söze kandığınızı.....onbeşimde...yirmibeşimde....şimdi otuzlu yaşlarımda....hala bu şarkı içimde yol alıyor..hala dinlediğimde başka bi renge dönüyor ruhum.....

Güllerin içinde de beklemişsinizdir bi dönem...sanmışsınızdır ki, dayanamadım gayrı döndüm diyecek size...demedi mi yoksa ? :) yazık...sonra kaseti çevirip, ele güne karşıyı dinlemişsinizdir...unutacağınızı sanmışsınızdır ama gözünüz yolda kalmıştır...ama bi yandan haberi gelir size, sizin canınız yanarken, duyarsınız o napar ne eder.... MFÖ hep sizinle devam eder...hayatınızın her basamağındadır sanki.....

“Bir güzele gönül verdim, anam istemedi..
İyilik mi bu bana, bende istek kalmadı...”

Hayattan hiçbirşey beklemediğiniz bi dönemde çıkmıştır bu şarkı kesin karşınıza...çıkmadıysa, duygularınıza isim verememişsinizdir. ...


Okula - işe koştururken yağmura yakalandığınız bi sabah, bu sabah yağmur var istanbul’da şarkısı radyoda kesin çalmıştır...ondan uzak, günlerin dayanılmaz olduğunu hatırlamış..., şarkılarda düşünmenin tarifsiz acizliğini hissetmişsinizdir sırılsıklam olduğunuzda.....şemsiyeyi açmaya gücünüz kalmamıştır dinledikçe ..onun yerine, yağmuru sevmişinizdir....ıslanmayı bile sevdirir o şarkı size..

Hiç Bodrum’a gitmeyen biri bile.....Bodrum şarkısında, oralara gitmişcesine hayal edeblir Bodrum’u.....Şarkıda geçen en büyük yalana bile tatlı tebessümle eşlik eder, bir zamanlar aşık olmuşsan Bodrum’da...ismini asla unutmazsın...bunu herkes bilir...ama, unuttum der...çünkü Bodrum...Bodrum..’dur...

Sonraki dönemlerdeki şarkılar ne kadar yer eder içimizde bilmiyorum...ama yazmadan geçemeyeceğim var bi kaç tane. Fikret Kızılok’dan hediyedir “sakın gelme”....İnsan delice sevdiğine de sakın gelme diyebilir...ve bir bayan olarak erkek olmak istersiniz, bana yineden şarkılar söyleten kadın’ı dinlerken..yanarsınız.....yanarsınız...

“Sen beni, tanımazsın severim de söylemem.
Sen beni, uzak sanırsın bilirim de söz dinlemem....”

....ah bu ben yaa.... : ) ...

Dürüstsen kendine, şarkılar sana daha bi dokunaklı gelir. Bir şehri bile sevmene, anlamana yarayan bir sevdiğin olur...tek bir şehre ait olan..(nasıl ki bir şarkı bir kişiye ait ise hep...hep!)

“Sen olmasan buralara gelemezdim ben
Sevemezdim bu şehri anlamazdım dilinden ....”

.... bir aşkın içinde açtığı kapıları gösterir.....dayanamazsınız...bu coşku ağlatır sizi..hem de belki uzuuun zamandır uslu duran coşkunuz....sarı lale almışlığınız mı vardır oysa...olsun!...

Kişisel tarihimin hiç değişmeyecek olan “yalnızlık ömür boyu” şarkısıdır. Dün akşamdan beri bu şarkıma bir ortağım daha çıktı. : ) hey, şarkı ortağım.., unutma bu şarkıyı sevmeye cesareti olan güçlü demektir bence... ; ) ki, sen ne kadar yürekli olduğunu zaten ispatlamış birisin.....bu şarkıyı senle paylaştığım için kendimi çok ...hem de çok şanslı hissediyorum.....

NoT : “seninle biz nerdeyiz ki...
nasıl bir ilişki bu...?...”

...şarkısı çalınmadı...belki tarihe karışan bu şarkı, nerdeyiz sorusuna da kendi içinde bi cevaptı....

4 yorum:

Adsız dedi ki...

"1985 yılında Norveç’de Erevizyon yarışmasından sonra MFÖ oldular.."

Eurovision yada örovizyon demek sanki daha doğru olur gibi geliyor bana.

simla müderrisoğlu olgun dedi ki...

:)) selam ibm ukela dümbeleği,

Aslında belki üçü de yanlış... yine de yapıcı eleştirin için teşekkürler..

NoT: bu yüzden ismin yakışmış bence..

: )

kelebeklerözgürdür dedi ki...

şarkılara odaklanmak da bana sanki daha doğru geldi :)

diskusları yazsana...ve kuşlara yardım eden çobanları...benim fena halde öyle çobanlarla tanışasım var. sanki iyi gelecek. inanmak.

Adsız dedi ki...

MFÖ şarkılarının hepimizi ayrı yerlere götürüp sonra da aynı yerde buluşturması,yarattığı hüzün,sevinç,özlem,kırgınlık...her neyse yüzümüze gülümseme olarak yerleşmesi şerefine!
Yine olsa yine yaparım :)
Serap