3 Ağustos 2008 Pazar

Biraz tembelliğimden biraz da hayat izin vermedi diyelim, Atlas Dergisi’nin Temmuz sayısını dün gece bitirebildim. O yüzden yazım da Ağustos’a kaldı…pardon : (

Dergide bu ay, benim ilgimi çeken konular dışında öylesine hızlı geçtiğim sayfaların birinde Sultansazlığı – Kuşların Dönüşü bölümü ilgimi çekti..Hani bazen haberlerde filan görürüz : Kuşların Dünyadaki Göç yollarını takip eden araştırmacılar vardır. Onları hiç anlayamasam da saygı duyarım. Bir olaya kendilerini mesleki anlamda adayan her insana duyduğum saygı gibi…

Benim yapamayacağım türde bir iş....Sabırla ve merakla çeşitli sürüngenlerin – böceklerin içinde gelecek kuş türlerini beklemek..gerçekten sevilmese…gerçekten gelecek o kuşlara değer verilmese yapılamaz gibi geliyor bana…Doğada olmak tabii ki güzel..ama, düşünsenize sazlıkların içinde etrafınızda sinek, böcek ve sempatik su yılanları gezinirken…..ıııııh hh ıhhhh almayayım…yapamam….

İşte tam yine saplantılı bu fikirlerle okurken yazıyı , Sultansazlığına yakın Sindelhöyük beldesinde yaşayan çobanların konuşma bölümüne gelmişim. Bir tane çoban kışın oraların nasıl soğuk geçtiğini anlatıyordu. Bu soğuk günlerde göl birden donarmış. Yine böyle ani bir donma günü flamingolar koşarak uçabilen hayvanlar olduğundan ( bunu da bu yazıda öğrendim. Flamingo havalanmadan önce birkaç adım koşması gerekiyormuş…) buzda ayaklarının üzerinde değil uçmayı yürüyemiyorlarmış bile buzdan. “bacaklarını toparlayıp toparlayıp 300-500 tanesini böyle uçurdum” diyordu çoban….

Kalakaldım…….300-500 tane…sanki 3-5 taneden bahseder gibi…sanki…10 dakikalık bir işi anlatır gibi…sanki ayda on bin doları nasıl kazandığını anlatır gibi….sanki dünyayı kurtaran adam ödülü almış da milyonlara ekrandan yaptığı kahramanlığı anlatır gibi…..tabii ki bu sanki’lerin hiçbiri değil..aksine…öylesine yapmış….flamingolar için…benim yazdığım sankiler bizim hayat’dan SANKİ’ler…bizim hayat kriterlerinden….

Hiçbir karşılık beklemeden….o çoban soğukta yapmıştı bunları….tek derdi flamingolar uçabilsin….” Çoban işte başka ne işi olucaktı” diyeniniz varsa lütfen….çıksın sayfamdan ! kendini bulunmaz hint kumaşı sananlara bir şey ler yazmayalı uzun süre oldu…

Hepimiz çok yoğunuz di mi…hepimiz çok önemli şeyler yapıyoruz hergün…bilmez miyim…

Bu gün DOĞA için sen ne yaptın…hia ? Evindeki kedi-köpek beslemenin, salonda dekorunu beğendiğin için süslü saksılarına su vermenin ve akan musluğunu fatura çok gelir diye kapatmanın dışında….sadece DOĞA için…, bu gün sen ne yaptın..!!

3 yorum:

Fortunata dedi ki...

Bazen bize kızıyorsun ya masal masal zırvalayıp duruyorsunuz tadında, aslında haklısın. Biraz etrafımız için organize olmalıyız belki. Ve hatta ramazan iyi bir fırsat olabilir. Bunu konuşalım mı ilk buluşmamızda?

simla müderrisoğlu olgun dedi ki...

....şeker, ben size kızmıyorum...bir ne haddime...iki, masalları ben de severim...masalları sevmesem sarı güneş derdim adıma, mavi ay değil.. :)

gerçekten, masallarınıza bi daha yorum yapmayacağım...tadınızı kaçırdığım için özür...

Fortunata dedi ki...

Tad kaçırmak mı? Sen bizim sağduyumuzsun:) Sen yorum yazmayacaksan ne anladım ki ben bunca yazıdan? Hayatta olmaz!!