31 Ağustos 2008 Pazar

Bir toplumun ne kadar geliştiğini ve bir sonraki nesilde ne kadar gelişebileceğini anlamak için kadınlara bakın….Onların yaşam biçimlerine ….özellikle evli olan kadınlara..bence medeniyet kadınla gelişir.

Tatilde ailelere bakarsanız bunu daha iyi gözlemlersiniz…çünkü tatilde hiç kopmadan bütün gün beraber geçirilen sürede aile fertlerini daha rahat gözlemlersiniz….Yemek yemeden birbirlerine karşı davranışları, beraber zamanı geçirmekten giyinmeye kadar….hepsi kadının yönlendirmesinde olan şeylerdir….ki bunların hepsi bir kültür ölçüsü…

8 Temmuz tarihli yazımda kadının hayatını erkek için yönlendirdiğini – ayak uydurduğunu yazmıştım. Hayır, tabii ki hala bu düşüncemin arkasındayım. Ama bir kadın ne kadar kültürlü ise bir erkeğin hayatına (aynı zamanda gelecekte anne olduğunda) o kadar şekil verebilir….o kadar estetik katabilir..çocuklarını o kadar çağdaş-modern yetiştirebilir. (ki bu saydıklarım da illa para ile olan şeyler de değil..)

Tatilde bu daha çok fark ediliyor.. ..

Şunu anladım ki; erkek istediği kadar yüksek eğitim ve ailesinden görgü alsın…Evlendiğinde eşi ne kadar ise, erkek de o kadar oluyor …yani adam iyi para kazanıyor olsa bile, kadının düzeyi kadar kaliteli yaşayabiliyorlar….ya da tam tersi, normal gelirli bir ailede, kadın ne kadar kültürlü, çağdaş, zevkli ise eşinde çocuklarında aynı medeniyeti görüyorsunuz…

Erkek nereye ne giyeceğini bilse bile, sırf eşinin dırdırını çekmemek için “tamam, diyor…lanet olsun, tamam..!!” Normal zamanda bile katlanamadığı dırdırına tatil gibi stratejik (!) bir dönemde hiç katlanmak istemiyor, hele mehtabı da ayarlamışken romantik geceye…..eehh haksız mı ?..tamam diyor ,…..tamam…

Acaba kaç kadın böyle bir durumda idare edildiğini fark etmez ?!.....bu sessiz –çirkin anlaşma onun da mı işine gelir…kim bilir….

Bir kadın isterse her şeyi güzelleştirme (her koşulda!) ve değiştirmeye gücü vardır. Yeter ki, istesin…..Bir erkeğe nazaran, bir kadın eğitimi ne olursa olsun, kendini her zaman geliştirebilir. Bazen duyuyorum ortamda eğer alaturka bi durumda kalındıysa , “ benim tercihim değil ama eşim böyle seviyor…” deniliyor..YALAN ! ….aslında sen de öyle sevmesen buna asla izin vermezsin…, demeyi çok istiyorum….bu sahte özverili davranma biçimi beni deli ediyor..Kadın sabırlıdır…Hedefine ulaşmak için her türlü zorluğa katlanabilen kadın, istese eşini de sabırla değiştirir. Değiştiremedi mi, dırdırını eder…yetmedi mi ya küser konuşmaz..ya da en sona incili göz yaşlarını saklar..VE sonunda kesin zafer!! … ( Bir de “babamız öyle istiyor..” repliği vardır ki…ay ay hepsinden beterdir..sanki çocuklar doğduktan sonra eşim demek KUTSAL aile yapısını bozacağı sanılır…)

Doğru erkeği seçmek tabii ki önemli, ama fikrim şu ki, doğru kadını seçmek daha önemli…Çünkü oluşacak ailedeki tüm yaşam biçimini kadın belirleyecek…(maço erkekler hala evde benim sözüm geçer desin…peh! )

Peki bu bakış açısıyla bakıldığında kültürlü olan erkek ise bunu neden eşine de öğretmez…Dırdır setini aşsa bile, medeni olmak hep emek ister….incelikleri yaşatmak..kibar olmak….gündemdeki olayları takip etmek..daha zor bir hayat biçimidir. Onun yerine kolaya alışmak daha rahatına gelir…Kaybettiklerini umursamadan bir erkek sahip olduğu bilgisini bir kenara bırakıp (biraz da aile içi huzuru için) daha alt bir sınıfta daha az bir kültürle yaşayabilir…(zaten bir süre sonra iç sesi muhtemelen şöyle diyecekti r ona “aman yıllardır annenin söylediği görgü kuralları…yok okul hayatındaki iğrenç disiplinler…zaten iş hayatında da yoruluyorum…bari dışarıda biraz kafa dinliyim…der…ve zamanla hayat biçiminde işin kolayına kaçarak yaşamayı tercih eder..havlu atar medeniyete..)

Bir erkeğin hayatını renklendirecek kadındır her zaman...O yüzden kadın belki daha çok takip etmeli hayatı….(siyaseti, müziği, son çıkan filmleri…) sonra kendi süzgecinden geçirip sunmalı…(Susan çiftlere bakın ! …yemek boyunca aile dışından tek bir konu konuşamayan çiftler var…) bunun yaşla ya da kaç yıllık evli olmakla da ilgili olmadığını mükemmel annemden biliyorum. Bir gün annemin çok azını bile başarırsam kendimi çok şanslı hissedeceğim…

....

1 yorum:

Fortunata dedi ki...

Yazıyı okurken etrafımdaki çiftler bir bir geçti gözümün önünden.. Ve gerçekten ne demek istediğini gayet iyi anladım. Nenim pek çok arkadaşım maalesef karılarının arabesk seçimlerine katlanarak yaşamaktalar... Hala şıkır şıkır altın takılarla dolaşan, oymalı kaklamlı varaklı koltuklarda oturan, Çocuğunu her kavgada koz olarak kullanmaktan çekinmeyen, saçlarına röfle yaptırmış, abartılı makyajlı ve işini bilen kadınlar... Sen beğenmesen ve samimi bulmasan da erkekler onları seviyor. Çünkü o kadınlar annelerine benziyor! Geleneksel tatlar böylece huzurla devam edebiliyor hayatlarında. Anlıyor musun? Çok azı bu saçmalığa ayılıp, asıl olanın peşine düşecek kadar cesur... Kendi hayatlarına şekil vermek konusunda aciz ve dahası tembeller. Nasıl olsa dışarıda bir hayatları var, varsın evdeki hayatı da karısı düşünsün. Azıcık muhafazakar ve hafiften zevksiz olsa ne olacak ki? Dışarıdaki hayatla kapatırsın açıkları olur biter.Yaşarken ölmeyi seçmiş erkeklere acımıyorum. Onlardan birini de asla istemiyorum:))) Yazının her satırına katılmaktayım :)))